Son günlerde ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın Trump’tan aktardığı ona meşruiyet vermeliyim sözü ile İmralı görüşmelerinde Öcalan’ın, norm devletle* görüştüm, sözü medyada ilgi çekti.
Bu meşruiyet verme meselesi bize yanlış gelse de fetva alınan bir gelenekten gelenlere normal geliyor olabilir. Bir ümit doğuyor demek içlerine. Baş emperyalist dünyaya yön veriyor ki gücünden sual olunmaz. Hem teşhisi de koymuş: meşruiyet zaafiyeti diye. O hâlde muteber emperyalistin meşruiyet hibesinin vardır bir hikmeti diye hayra yoranlar olacaktır bu durumu.
İyi de, ABD ve İsrail’e Filistin-Gazze’deki kıyımdan ötürü beş vakit beddua eden siyasal İslâm tabanına Trump’ın vereceği bu meşruiyet hangi ambalajla nasıl hazmettirilecek?
Meşruiyeti sağlamak için iktidar zaman zaman hegemonya alanlarında kültür açısından yetersiz kaldığını açıkladı. Medya, eğitim, din rıza üretmede işlerine yarar hâlde. Gelinen bu noktada genel olarak ahlaki önderlikte ve ikna etmede sınıfta kalındı. Zaten meşruiyet eksikliği teşhisi demokrasinin yetersiz bakiye vermesi değil midir?
***
Öte yandan İmralı görüşmelerinde, norm devletle görüştüm, sözü var. Evrensel hukuk normlarına inanmayanlardan ne normu bekleniyor?
Vaziyet bu iken iktidarın norm devlet ihtiyacı dünya kamuoyuna ve dahil olunan kapitalist sistem için gerekli makyajın sağlanmasından öte bir anlam taşır mı? Norm devlet bu ihtiyacın karşılanmasına indirgendiğinde meşruiyetin zayıflaması kaçınılmazdır. Bu durumda Trump’ın meşruiyet fetvası vermesi yeterli olacak mıdır?
Bunca normsuzluktan sonra norm devletle görüştüm, demek normal midir? Norm devletini istemek bir taleptir sonuçta. Ama bu norm devleti insafla mı realize edilecektir, yoksa bu yönde mücadele veren muhalefete destek vermekle mi? Normlar bu kadar önemliyse, o hâlde muhalefete neden destek verilmez?
Öte yandan manzaraya bakınca, norm devletle görüştüm, demek garip geliyor insana. Adaletsizlik, hukuk tanımazlık at başı giderken, çevre ve insan haklarına rahmet okunurken ses çıkarmayıp, etkisi altındaki yapıları, yeni süreçten bir şeyler ummak uğruna-iktidar lehine-muhalefetten uzak tutup sonrasında norm devletten dem vurmak nasıl bir şeydir? Demek ki söylenene değil yapılana bakılmalı.
Gücü muhalefete yeten bir norm devlet! Sorun belliyken ABD’den hibe bir meşruiyetle ülkenin gülistan olacağını vehmetmek, baltayla biçilmiş ormanda gölge aramaktır.
Şu mudur murat edilen: iki tarafın hâkimleri böylelikle kendi iktidarlarını mı tahkim etmiş olacaklardır? Al gülüm ver gülüm!
Yaşanmış birçok örnekte anayasayı uygulamayarak adeta bir anayasasızlaştırma sürecinden yana olmak tehlikesi gözlenirken hâlâ bunların müsebbibinden norm devleti beklemenin Trump’ın sipariş meşruiyet fetvasından ne farkı olacak?
Memleketin bu hâlinde norm devletinden bahsedilince hâliyle böyle bir iktidardan üç, dört, daha fazla barış süreci denemeleri beklemek normal geliyor olabilir bazılarına. Körün körü kılavuz etmesi hâli.
***
Bugüne dek seçimlerle sağlanan meşruiyetlerle gelinen hâl gün gibi ortada iken yeniden bir daha meşruiyet sağlansa ne olur? Görünen köy kılavuz ister mi?
Balayı bitti. Halkın en yoksul ve oportünist kesiminde bile, hiç yoktan iyidir, felsefesi dahi kontak kapattı. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Durum bu noktaya gelince, zorla da nereye kadar sonuç alınır ki? Güzel sözdür: Çok dayak arsız eder! Arsızlığın son kertede söyleteceği ise: Ölümden öte köy yoktur.
*Norm devlet: Alman düşünür Ernst Fraenkel’e ait kavram. Fraenkel’e göre bu devlet: Klasik hukuk devleti ya da anayasal devlet gibi genel, önceden bilinen ve öngörülebilir hukuk kuralları ile çalışır.