Adana, Mersin ve Hatay’da binlerce mevsimlik tarım işçisi düşük ücret ve ağır çalışma koşullarına karşı iş bırakma eylemi başlattı. “Biz olmasak hayat durur” diyen işçiler, yevmiyelerin 900 liradan 1500 liraya çıkarılmasını istiyor.
Bereketin Sahipleri Grevde
Bereketli Çukurova topraklarında, Türkiye’nin sebze ve meyve üretiminin kalbinde, o bereketi yaratan mevsimlik tarım işçileri bu kez emeğinin karşılığını istiyor. Enflasyonun hızla yükseldiği bir dönemde, günlük 900 lira yevmiye ile geçinemediklerini belirten işçiler, “Biz olmasak hayat durur” diyerek iş bırakma eylemine gitti.
Narenciye hasadının başladığı bu dönemde, Çukurova’da tarım işçilerine verilecek ücretler her yıl Adana Valiliği ve İl Tarım Müdürlüğü gözetiminde; tarım aracılarının oluşturduğu dernekler, Akdeniz İhracatçılar Birliği ve ziraat odaları arasında yapılan protokolle belirleniyor.
900 Liralık Yevmiyeden 90 Lira Aracı Payı Kesiliyor
TÜİK’in eylül verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 33’e, gıda ve alkolsüz içeceklerdeki artış ise yüzde 36,06’ya ulaştı. Ancak tüm bu artışlara rağmen, işçilere verilen günlük ücret 1000 lira olarak belirlendi. Tarım aracılarının aldığı yüzde 10’luk pay düşüldüğünde, işçilerin eline yalnızca 900 lira geçiyor.
Patron örgütleriyle yapılan görüşmelerden sonuç çıkmayınca, işçiler ve aracılar, ücretlerin yüzde 50 artırılarak günlük 1500 liraya çıkarılması talebiyle Adana, Mersin ve Hatay’da 5 gün önce iş bırakma kararı aldı.
“900 Lira Bizi Kurtarmıyor”
Tarım aracısı Mehmet Kaya, işçilerin artık dayanacak gücü kalmadığını vurguladı:
“Şu an 900 lira gerçekten de bizi kurtarmıyor. Bir işçinin günlük masrafı zaten 200-300 lira. Geçen seneye göre her şeye yüzde 45 zam geldi ama bizim yevmiyeler yerinde sayıyor. Bu şekilde yaşanmaz.”
Kaya, tarım işçilerinin emeği olmadan Çukurova’daki üretimin mümkün olmadığını da dile getirdi:
“Biz karınca gibi bu toprağı ilmek ilmek işliyoruz. Narenciyesinden bibere, karpuza, domatese kadar her ürünün arkasında bizim emeğimiz var. Biz olmazsak bu tarımı işletecek kimse yok. Çiftçi traktörle toprağı sürer ama asıl emeği veren biziz. Biz olmasak hayat durur. Çukurova’da üretim olmaz, sofralara yemek gitmez. Ağaların da devletin de bizi koruması lazım. Artık ezilmek istemiyoruz.”
“30 Yıldır Çadırdayım”
55 yaşındaki tarım işçisi Fethiye Kaya, 30 yıl önce mevsimlik işçi olarak geldiği Adana’da kalıcı olarak yaşamaya başlamış.
“30 yıldır çadırdayım. Geçim olsaydı çoktan memleketime dönerdim.”
Günlük 900 lirayla mutfağını bile dolduramadığını anlatan Kaya, geçim sıkıntısını şu sözlerle ifade ediyor:
“Bir kilo çay 600 lira, peynir 300 lira, bir koli yumurta 200 lira olmuş. Eğer keçilerim olmasaydı çocuklarım peynir bile yiyemezdi. Çocuklarımız başkalarının yediğini, giydiğini göremiyor. Her şey zamlandı ama yevmiyeler zamlanmadı.”
Yıllardır sigortasız çalıştığını belirten Kaya, sosyal güvence talebini şöyle dile getirdi:
“Otuz yıl tarlada çalıştım ama bir gün bile sigortam yapılmadı. Sigortamız olsaydı çoktan emekli olmuştum. Tarım işçisinin hiçbir güvencesi yok. Yalnızca çalış, çalış, çalış… Ama karşılığı yok. Grevdeyiz. İşe çıkmıyoruz. Çünkü hakkımızı almak zorundayız. Yevmiyelerin en az 2 bin lira olması lazım ki insan geçimini sağlayabilsin. Devlet gelsin, bu çadırlarda insan nasıl yaşıyor görsün. Bizim hayatımız eziyet, başka bir şey değil.”
“Çocuklarımız Okusun Ama Bu Ücretlerle Olmuyor”
Adana’da iş bırakma eylemini sürdüren işçiler arasında yer alan Salih, Şanlıurfa’dan Çukurova’ya gelen binlerce mevsimlik işçiden biri. O da geçim sıkıntısını ve ailelerin yaşadığı zorlukları şu sözlerle anlatıyor:
“Geçinemiyoruz. Çoluk çocuğumuzla bu şartlarda yaşamak mümkün değil. Çocuklarımız her şeyden mahrum kalıyor. Ne okula gidebiliyorlar, ne temiz elbise giyebiliyorlar. Hiçbir güvencemiz yok. Memlekete gidemiyoruz. Okula mı bakacağız, geçimimize mi? Yapamıyoruz. Çocukların kaydını sildiler. Burada da okul imkânı yok. Servis yok, araç yok. Sekizinci sınıfa giden çocuğum nerede okuyacak? 900 lira yevmiye ile ne alabiliyoruz ki? Bu zamanda hiçbir şey. Biz zaten her şeyden mahrum kaldık, bari çocuklarımız mahrum olmasın.”
Salih, artan gıda fiyatlarının geçim yükünü daha da ağırlaştırdığını belirtiyor:
“Bir çuval un 1900 lira oldu, şeker 2 bin lira oldu, bir teneke yağ 2 bin lira oldu. Onlar geçinebiliyorlarsa gelsinler bizimle tarlada çalışsınlar da görsünler.”
“Dokuz Yaşında Tarlaya Girdim, Hâlâ Geçinemiyoruz”
22 yaşındaki Mahmut, henüz çocuk yaşta başladığı tarım işçiliğini 13 yıldır sürdürüyor.
“Dokuz yaşında bu işe başladım, şimdi 22 yaşındayım. On üç yıldır tarladayım. Ama hâlâ aynı, hiç değişmiyor. 900 lira yevmiye yetmiyor.”
Hayalinin tarlanın dışında, insanca bir yaşam kurmak olduğunu söylüyor:
“Güzel bir yaşam istiyoruz. Hep tarlada, yılın 11 ayı tarlada çalışıyoruz. Bir ay memlekete gidiyoruz. Evimiz yok, kira ödüyoruz. Bu şekilde geleceğimizi nasıl kuralım?”
Emeğin Gölgesinde Çukurova
Tarımın kalbi olan Çukurova’da, mevsimlik işçiler yalnızca üretimin değil, görünmeyen bir emeğin de omuzlayıcısı. Artan enflasyon ve düşük ücretler altında ezilen binlerce işçi, hakları için ilk kez bu denli geniş çaplı bir eylemde birleşti. Talepleri net: insanca bir yaşam, güvenceli çalışma ve alın terinin karşılığı.