Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Diyanet İşleri Başkanlığı’nın son dönemdeki hutbelerine karşı Türkiye genelinde eylem yaptı. Kadın örgütleriyle birlikte adliye önlerinde toplanan KESK’li kadınlar, suç duyurusunda bulunarak Diyanet’in kadınların ve kız çocuklarının temel haklarını hedef alan söylemlerine tepki gösterdi.
KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher, KESK Kadın Sekreteri Sevgi Yılmaz, Eğitim Örgütlenme ve Basın Yayın Sekreteri Sema Pınar ve çok sayıda kadın, Ankara başta olmak üzere birçok kentte adliyeler önünde basın açıklamaları gerçekleştirdi. Açıklamalarda, Diyanet’in hutbeler aracılığıyla kadın düşmanı politikaların yürütücüsü haline geldiği vurgulandı.

“Medeni haklarımızdan vazgeçmiyoruz”
KESK’li kadınlar tarafından okunan metinde, “Mücadelelerimizle edindiğimiz kazanımların gasp edilmesine izin vermeyeceğiz” denildi. Siyasal iktidarın aile politikaları, arabuluculuk düzenlemeleri ve boşanma ile nafaka hakkına yönelik müdahalelerle kadınların yasal kazanımlarını geriletmeye çalıştığı ifade edildi.
Diyanet’in 1 ve 15 Ağustos 2025 tarihlerinde okutulan hutbelerinde kadınların kıyafetlerini hedef aldığı, kız çocuklarının eşit miras hakkını yok saydığı ve laik hukuk düzeni yerine şer’i hukuk anlayışını öne çıkardığına dikkat çekildi. Bu hutbelerin, erkek şiddetini teşvik eden, kadınların yaşam ve mülkiyet hakkını gasp eden bir yaklaşım içerdiği belirtildi.
“Diyanet suç işliyor”
Basın açıklamasında, “Başta Diyanet İşleri Başkanı olmak üzere hutbeleri hazırlayan, onaylayan ve okuyan tüm kamu görevlileri görevlerini kötüye kullanmıştır. Diyanet’in görevi hukuk yaratmak değildir” ifadeleri yer aldı.
Kadınlar, Anayasa’nın eşitlik ve laiklik ilkelerine aykırı davranan, kadınları hedef haline getiren bu hutbeler nedeniyle Diyanet yetkilileri hakkında derhal soruşturma açılması çağrısında bulundu.
Açıklama, “Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz!” sloganıyla sona erdi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde;
“MEDENİ HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ!
MÜCADELELERİMİZLE EDİNDİĞİMİZ KAZANIMLARIN GASP EDİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ!
İktidar, “ailenin korunması ve güçlendirilmesi” plan ve programları çerçevesinde kadın karşıtı politikalarını arabuluculuk düzenlemeleriyle, aile hukukuna yönelik müdahalelerle ve kanunlarla güvence altına alınmış boşanma, nafaka, tazminat gibi kazanımları gasp etmeye dönük planlar yapıyor.
Siyasal iktidarın tüm kurumları üzerinden farklı biçimlerde ifade bulan bu kadın düşmanı kampanyanın yürütücülerinden biri de Diyanet İşleri Başkanlığı. Diyanet son dönemde verdiği hutbelerle camilerden erkek şiddetini örgütlüyor, erkeklere “kadınların haklarını gasp edin” mesajı veriyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan, Diyanet İşleri Başkanı tarafından da uygun görülen 01.08.2025 ve 15.08.2025 tarihlerindeki Cuma hutbelerinde önce kadınların kıyafetini hedef göstererek, buna sessiz kalanların “vebal altında” olacağı söylendi. Sonra da “Kız çocuklarının Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır” denilerek kadınların ve kız çocuklarının eşit miras hakkı yok sayıldı. Diyanet Medeni Kanun’un açık hükümlerine ve Anayasa’da düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı davranmakta bir sakınca olmadığını duyurarak Medeni Hukuk’u yok saydı. Yerine Şer’i Hukuk’u koydu. Her gün kadınlar en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülürken, İstanbul Sözleşmesi gibi kadını şiddetten koruyacak önemli mekanizmaları devre dışı bırakan siyasi iktidar şimdi de hutbeler aracılığıyla kadınların yaşam hakkına; ücretli bir işte çalışma koşulları olmayan, çalışsa bile güvencesiz, esnek çalıştırılarak derinleşen bir yoksullukla karşı karşıya olan kadınların eşit miras hakkına göz dikiyor.
Bizler geleceğimize, haklarımıza, kazanımlarımıza sahip çıkarak, Diyanet’in hutbelerine de yansıyan bu bütünlüklü ve sistematik saldırılarına karşı suç duyurusunda bulunmak için buradayız. Diyanet SUÇ İŞLİYOR!
Güvenliğimizi, haklarımızı ve hayatlarımızı korumak, güvence altına almak ve Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan temel ilkelere aykırı tutum içinde olanları cezalandırmakla yükümlü olan yetkilileri, Anayasa’nın eşitlik ve laiklik ilkesini yok sayarak haklarımızın gasp edilmesi çağrısında bulunanlara, ayrımcılığı teşvik edenlere ilişkin sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.
Kılık kıyafet üzerinden erkeklere okunan hutbe ile kadınların kıyafetleri üzerinden yaşamlarına müdahale etmeyi örgütleyerek kadına yönelik şiddeti teşvik edenlere, eşitliğe ve mülkiyet hakkına saldıranlara karşı suç duyurusunda bulunuyoruz.
Diyanet’in kadınların ve kız çocuklarının en temel haklarını ortadan kaldırmaya çalışan; bu haklarını kullanmak istedikleri taktirde yaşam haklarının ellerinden alınması dahil her türlü şiddete maruz kalmalarına neden olacak bu kışkırtıcı tutumundan vazgeçmesini sağlamak için sorumluları görevlerini yerine getirmeye çağırıyoruz.
Başta Diyanet İşleri Başkanı olmak üzere söz konusu hutbeleri hazırlayan, yayınlayan tüm kamu görevlileri ve okuyan imamlar görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanarak suç işlemiştir. Diyanetin görevi hukuk yaratmak, toplumsal yaşamı belirlemek, kanunlara alternatif norm üretmek değildir!
Diyanet tüm dinlere eşit uzaklıkta durmakla yükümlüdür. Toplumsal barışı bozacak, farklı inanç ve yaşam biçimlerini baskılayacak, şiddeti körükleyecek bir tutum ve yaklaşım içinde olarak suç işlemekte aynı zamanda suçu teşvik etmektedir. Kadınları hedef haline getiren, dışlayan veya anayasal hakları tartışmaya açan hutbelerle görev sınırını ihlal etmektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından anayasal ve yasal sınırları ihlal edecek biçimde tanzim edilen ve binlerce camide erkeklere hitaben eşzamanlı okutulan bu hutbelerde kadınların bütün hak ve özgürlüklerinin, İslam dini kurallarına göre yorumlanması ve kullanılması, laik hukuk düzenine aykırı hareket edilmesi anlayışının yansıtıldığı ve suç işlendiği açıktır.
Kadınların hak taleplerinin “kul hakkına aykırılık” olarak gösterilmesi, giyim tarzına göre kadınları aşağılayarak ve sessiz kalanların vebal altında olduğunun ifade edilmesi erkek şiddetinin kışkırtılmasıdır. Diyanet suç işlemeye tahrik ederek, suçu ve suçluyu övme suçu işleyerek, halkı kin ve düşmanlığa sevk ederek ve kanunlara uymamaya çağırarak Anayasa’yı, Ceza Kanunu’nu ve uluslararası sözleşmeleri ihlal etmektedir.
Derhal soruşturma başlatılsın, sorumlular hesap versin!
Haklarımızdan ve Hayatlarımızdan Vazgeçmiyoruz!”






